Türk Halk Kültüründe Dünden Bugüne Kamu Kazanları

100 Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sürur ÇELEPİ T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı sembolü olan, kutsal bir kazan bulunmaktadır. Simge halindeki kamu kazanlarına Antalya Abdal Musa tekkesinde, Tiran Tekkesi’nde, Kahire Kaygusuz Tekkesi’nde, Seyit Battal Gazi Tekkesi’n- de, Sarı Saltuk Tekkesi’nde de rastlanır. Bu kazanlar bugün bile kutsal sayılan eşyalar arasında yer alır.  Hacı Bektaş’ın Oğlanları denilen Osmanlı Yeniçerileri için de Kazan’ın önemi büyüktü. Yeniçerilerin de kazanları vardı. Kazan-ı Şerif (kutlu kazan) olarak nitelenen kazanları kutsal sayılır ve “Kazanlık” denilen yerde saklanır, devamlı nöbetçi bulundurulurdu. Ayaklanmalarında, yerinden çıkarılarak omuzlarda meydana kadar taşınır ve devrilirdi. “Kazan kaldırmak” olarak nitelenen bu durumla ayaklanma başlamış olurdu. Kazan, tekkelerin yanı sıra Türk kültüründe de önemli bir simgedir. Türk fıkralarında kazan, paylaşmanın bir sembolü olan bir figürdür. “Ağır kazan geç kaynar, a ğustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar, bir baş soğan bir kazanı kokutur, g ürültü istemeyen kazancı dükkânına girmez, iki baş bir kazanda kaynamaz, ikisini bir kazana koysalar kaynamazlar, kaynayan kazan kapak tutmaz, kazan kaynamayan yerde maymun oynamaz” gibi atasözleri; “Biri kazan biri kepçe olmak, kazan ağzı açmak, kazandibi dövmek, kazanın dibine inmek, kazan kalaylamak, kazan kaldırmak, kazan kaynatmak” gibi deyimler kazanın belleğimizdeki önemine işaret eden önemli kültürel değerlerimizdir (Yakıcı 2016: 106). Sonuç Kamu Kazanları, Türk kültür tarihinde devlet-millet bütünleşmesinin en önemli örneklerin- den ve etrafında şekillenen ritüellerden dolayı Türk kültürünün önemli ögelerindendir. Bir devlet geleneği olarak ortaya çıkan Kamu Kazanları, kültürel belleğin sürekliliğiyle evrilerek genellikle toy ve törenlerde kurulan ve İslamiyet’teki hayır anlayışıyla bezenmiş sivil kamu kazanlarına dö- nüşmüş ardından da çeşitli zihinsel kodlamalarla tarikatlarda birliğin, beraberliğin ve aza kanaat etmenin simgesi olarak kullanılmışlardır. Kamu Kazanları ilk olarak Türk yöneticilerin halk için düzenledikleri aynı zamanda dev- let işlerinin de görüşüldüğü, temelinde Türk milletinin yardımlaşma ve dayanışma anlayışının yer aldığı toylarda kurulurlar. Bu gösterişli ziyafetler, halkla devletin buluşmasıydı. Hükümdar- lar bu törenleri, halkın devletten pay alması olarak kabul ederlerdi. Kadim Türk kültüründe, mil- letin devleti beslemediğinin aksine devletin, milleti beslediğinin en önemli işareti sayılan kamu kazanları, tarihî süreçte potlaç ve yağma kültüründe devam eder. Devletin toy, kurultay, şölen, kengeş, bayram, potlaç, yağma vesilesiyle kurduğu kamu kazanları zamanla bazı tarikat ve zümrelerin de birlikteliğinin ve paylaşımlarını simgesi olarak kullanılmaya başlar. Kadim kültür- deki gösterişli kamu kazanlı ziyafetler evrilerek, aza birlikte kanaat etmenin, birlik ve beraberliğin simgesi olarak fiziksel kamu kazanlarını doğurur. Kamu kazanı artık hem soyut hem de somut bir anlam kazanmış olur. Kamu Kazanları geleneği sonrasında Ahi teşkilatlarında belirginleşmeye başlar. İlerleyen dönemlerde Alevi-Bektaşi zümrelerinin önemli kültürel dinamiklerinden biri hali- ne gelirler. Günümüzde kültürel kodlarının yönlendirmesiyle Hıdırellez, yağmur duası, hayır aşı, tarı- ma ve ticarete dönük bereket törenleri, aş verme törenleri, festival, bayram yemeği, aşure töreni,

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx